Network Marketing ile ilk karşılaştığım gün, dün gibi aklımda.. Nasıl heyecanlanmıştım ve nasıl etkilenmiştim, anlatamam. İnternette rastladığım bir sunum videosu sayesinde tanışmıştım. O videoda görür görmez kavradığım şey, katlama faktörüydü. Bu işi büyük bir iş haline getiren noktayı çok iyi görmüştüm. Bu beni çok heyecanlandırmıştı. Ayrıca izlediğim sunumda Network Marketing’in dünya çapında bir sektör haline geldiğinden de bahsediyordu, bu da beni çok şaşırtmıştı. Şaşırdığım nokta “Neden bu sektörden benim haberim yoktu?“

İlk zamanki duygu ve düşüncelerimi tekrar hatırladığımda öncelikle; Network Marketingin bir iş modeli olduğunu, kimileri için bir meslek haline geldiğini, ulusal ve uluslararası platformlarda kabul edilen, incelenen ve tartışılan büyük bir oluşum olduğunu ve herkesin ilgisini çeken iç dinamiklere sahip olduğunu söylemek istiyorum.

Aldığım maillerden gördüğüm kadarıyla Network Marketing ile yeni tanışanlar bunun bir şirket ismi olduğunu düşünebiliyor. Hayır, bu bir iş modeli ve bu iş modelini farklı farklı şekillerde uygulayan iyi veya kötü yüzlerce şirket var.

Ayrıca Network Marketing ile yeni tanışanlar bunu “para yatır, para kazan” tarzı bir şey görebiliyor. Hayır, kesinlikle böyle bir şey değil. Bu bir iştir ve diğer işlerde olduğu gibi bu işte de para kazanmak için emek ve zaman ayırmak gerekir. Şu sözü çok seviyorum; “Network Marketing size zenginlik vermez, zenginliği kazanmanız için gerekli ortamı ve fırsatı sunar.” Yani Network Marketing bir performans işidir.

Network Marketing’i Anlamak..

Öncelikle şu örneği vermek istiyorum; Uluslararası satış yapan markaları düşün. Coca cola, Nestle, Samsung vb.. Bunlar tüm ülkelerde kendi oluşturdukları veya mevcut işleyen bir satış ağını kullanarak dağıtım yaparlar. Örneğin; bir ülke için ya üretim tesisi açarlar ya da büyük bir depo kurarlar, buradan ürünler bölge bayiliklerine dağılır, buradan il bayiliklerine, buradan da ilçe bayiliklerine, bazen ilçeler bile bölgelere ayrılır. Sonuç olarak en son mağazalara gelir ve müşteriye ulaşır. Bu dağılım hiyerarşisi ürüne göre, markaya göre veya bölgeye göre değişebilir, ama genel mantık aynıdır; bir dağıtım ağı vardır. Bir ürünün dağılımını örneklendirecek olursak;  X ürünü için, Türkiye Deposu > Marmara Bölge Bayisi > İstanbul > Ataşehir > Batı Ataşehir > Mutlu Market. Bu örnekten yola çıkarak; Mutlu markette satılan üründen ağdaki tüm birimler para kazanıyor değil mi? Mutlu Markette X ürünü ne kadar çok satılırsa Batı Ataşehir bayiliği o kadar çok para kazanıyor, Batı Ataşehir’de ne çok satış yapılırsa Ataşehir, Ataşehir’de ne kadar çok satış yapılırsa İstanbul o kadar çok kazanıyor şeklinde üretici firmaya kadar uzanıyor. Tertemiz değil mi? Hiçbir sorun yok! Aslında Network Marketing’de prim dağıtım mantığı tam olarak böyledir; ürün satışına vesile olan kanallar ödüllendirilir. Tabi Network Marketing daha esnek ve gelişmiş bir yapıdadır. Kurumlar değil, şahıslar vardır. Piyasa serbesttir, isteyen istediği yerde ağ kurabilir, satış yapabilir.

Aslında ağ üzerinden satış yapma işi tüm dünyada, tüm uluslararası şirketlerde kullanılır, kullanılması da gerekir. Peki, siz hiç Coca Cola bir ağ üzerinden ürün satıyor diye karşı çıkan gördünüz mü? Görmediniz! Çünkü bu çok saçma olurdu! Etik bir Network Marketing şirketine karşı çıkmakta bu kadar saçma. Ama unutma; Coca Cola’nın asıl derdi Mutlu Market değil, oraya gelen müşteridir.  Etik olmayan, Network Marketing ismini kullanan titan sistemler tam olarak burada açık veriyor. Bu önemli konu, buna yarın değineceğiz. Şimdi önceden tanıştığın tüm şirketleri unut, bu eğitim ile Network Marketing’i yeniden tanı..

Başka bir örnek verelim; Franchise sistemlerini bilmeyen yoktur; Burger King, Star Bucks gibi yüzlerce örnek var etrafımızda. Bunlar da bir ağ üzerinden ilerler. Ağa dâhil olabilmek için lisans bedeli ödenir ve belli kurallara uymak gerekir. Bugün Mc Donalds’ın lisans bedelinin 1 milyon TL civarı olduğu söylenir. Network Marketing’de cüzi bir rakamla aldığın distribütör paketinin ve işe başlama adına alınan iş paketinin, Mc Donalds lisansı alıp, mutfağına ürün doldurmaktan farkı yok. Aslında büyük bir fark var, Mc Donalds’da başkalarına lisans satıp, onların satışlarından prim kazanamazsın ama Network Marketing’de kendini ağını kurabilirsin ve kurduğun ağdaki satışlardan da para kazanabilirsin.

Tabi burada önemli nokta; Network Marketing “pazarlama ağı” demektir. Burada ürün satışı vardır. Fakat kapı kapı dolaşma, ikna etme tarzı bir satış değildir. (İstisnalar kaideyi bozmaz.) Deneyime, gözlemlenen faydaya ve tavsiyeye dayalı bir satıştır. Bu yüzden bu işte her çeşit insan vardır ve herkesin yapabileceği bir iştir.

Bu işi büyük yapan ve girişimcileri çeken nokta katlama faktörü ve zaman kaldıracıdır. Katlama diğer adıyla da kopyalama doğru anlaşıldığında ve uygulandığında diğer hiçbir işte göremeyeceğimiz inanılmaz sonuçlar doğurur. Bu kavramlara Kopyalamanın Gücü ve Zaman Kaldıracı başlıklı yazıda değineceğim,ilerde göz atmanı tavsiye ederim.

Network Marketing İnsanları..

Network Marketing işindeki işleyişin kafamızda daha da netleşmesi adına şundan da bahsetmek istiyorum. Standart ve etik bir Network Marketing şirketiyle ilgili 4 çeşit insan vardır;

1-Ürün kullanıcılarıdır, diğer deyişle müşterilerdir. Asıl hedeflenen kitle budur, üründen fayda sağlarlar fakat gelir elde etmezler.

2-Sadece satış yapan distribütörler; Müşterilere ürün sunarlar, müşteri ağına sahiptirler. Gelir elde ederler fakat distribütör ağı oluşturmazlar.

3-Satış yapan ve distribütör ağı oluşturanlar; Bu işten güzel bir gelir etme amacı güderler. Ürünleri hem müşterilere sunarlar, hem de distribütör ağı kurarlar.

4-Girişimciler; Bu işi zengin ve özgür olmak için yaparlar. Odaklandıkları nokta, iyi bir distribütör ağı kurmaktır. Büyük tabloyu görürler. Varlıkları hem şirket için, hem de diğer tüm insanlar için önemlidir. Kendilerini devamlı geliştirirler ve diğer insanları cesaretlendirirler, onlara liderlik yaparlar.

Anlamamız gereken önemli nokta şudur; bu 4 çeşit insan arasındaki fark yetenek ve beceri değildir; vizyondur. 4. grubu “Girişimciler” olarak tanımladığıma bakmayın. Ben bu grupta ev hanımı da gördüm, ilkokul mezunu da gördüm, mühendis de gördüm, ticaret adamı da gördüm, ticaret ile hiç alakası olmayanı da gördüm. Network Marketing’de başlamak için bir vasfa sahip olmak gerekmez fakat zaman içerisinde kendini geliştirmesi, kişiyi girişimciler grubuna taşıyacaktır.

Bugünkü eğitim öneminden dolayı biraz uzun oldu sanırım, fakat değdiğini düşünüyorum. Bu iş modelini genel kabul görmüş sistemler üzerinden örneklendirerek anlattım, böylece daha net anlaşılabileceğini düşündüm. Örneklerin sonrasında bu sistemi kullanan etik şirketlerde hangi türde bakış açıları olduğunu göstermek amacıyla insanları sınıflandırdım. Bu şekilde sistemin nasıl bir sistem olduğunu yeni tanışan bir insanın dahi kavrayacağını düşündüm. Umarım öyle olmuştur. Bu konudaki görüşlerini benimle paylaşman beni mutlu edecektir.

Peki, bu iş modeli bu kadar net ve etik iken, neden bu kadar çok tartışılıyor? Bunun birçok sebebi var aslında, ama en önemli sebeplerinden biri de Titan tarzı sistemlerdir. Sonraki Yazımızda buna değineceğiz. Belki sen de bu tarz şirketlerle tanışmışsındır ve kafan karışmış olabilir. Sonraki yazımızda bunları deşifre edeceğiz…