ÜSYE Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu

NEZLE GRİP SALGIN HASTALIĞA DOĞAL ÇÖZÜM YOLLARI

Üst solunum yolu hastalıklarından grip ve nezle salgınlarının arttığı aylardayız. Ocak ve Şubat ayları viral enfeksiyonların artacağı nezle ve grip oldum diyenlerin çoğalacağı bir dönemdir. Viral enfeksiyonlar virüslerin neden olduğu hastalıkların tümüdür. Soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonları nezle grip bunların başında gelir. Burada sizlerle nezle grip gibi hastalıklardan korunmak için basit ama etkili doğal çözüm yollarını paylaşacağız. Yoğun istek üzerine başta Prof. Dr. Osman Müftüoğlu olmak üzere alanında uzman kişilerin önerilerini bir araya getirdik. Dört dörtlük sağlıklı yaşam için işte 4×4 Nezle ve Gripten Korunma Listesi:



BİRİNCİ DÖRT

1- BAĞIŞIKLIĞINIZI GÜÇLENDİRİN: Bağışıklık sistemi her zaman bilhassa soğuk kış aylarında güçlendirilmeli. Doğru ve temiz beslenme alışkanlığı kazanarak bağışıklığımızı güçlendiririz. C vitamininden zengin meyveler (özellikle de turunçgiller ve nar ihmal edilmemeli) ve sebzeler ( brokoli, lahana, karnabahar, roka, tere, dereotu ) sürekli ve bolca taze renkli olanlarından yenmeli. Zencefil, zerdeçal ihmal edilmemeli. Turşular her gün tüketimeli, özellikle lahana turşusu devamlı yenmeli. Kaliteli güçlü doğal proteinlere, özellikle de yumurta ve yoğurt ikilisine ağırlık verilmeli. Sapasağlam bir bağışıklık sistemi istiyorsak vücudumuzun B12, D ve C vitaminlerine, probiyotiklere ve omega-3 yağ asitlerine ihtiyacı vardır. Bunların bedenimizdeki eksiklikleri giderilmelidir.
2- BAHARAT TÜKETİMİNİ ARTTIRIN: Bağışıklığımızı güçlendiren bir sürü “baharat” bulunur.
Özellikle zencefil ve zerdeçal bağışıklık için olmazsa olmaz muhteşem ikilidir. Kırmızıbiber, karabiber, tarçın, kekik, nane diğer önemli baharatlardandır.
3- SÜLFÜR ZENGİNİ GIDALAR TÜKETİN: Güçlü ve sağlam bir bağışıklığın zinde kaliteli bir yaşamın yolu daha çok glutatyona sahip olmakla doğrudan ilişkilidir. Glutatyon antioksidanların komutanı, orkestra şefidir. Glutyon 
ne kadar çoksa bağışıklık da o kadar güçlü olur. Glutatyonu çoğaltmanın en etkili doğal yolu sülfür zengini gıdaları sürekli bolca tüketmektir. Yani lahanaya, karnabahara, turpa, sarımsağa, soğana ağırlık vermek gerekir.
4- TAKVİYELERDEN İSTİFADE EDİN: Bağışıklığı zayıf biriyseniz bağışıklık desteklerinden de istifade etmeniz iyi olur. Glutatyonu artırmak için damar yolu ile glutatyon desteği almak en akılcı yol. Ama biraz pahalı. N-Asetil sistein takviyeleri bu amaçla kullanılabilir. Bağışıklık hücrelerini uyarmak için pelargonium özleri (umklaoba) veya sambucus takviyeleri ilk akla gelenler. Listenizde ekinezya ve beta glukana da yer verebilirsiniz. El altından çinko asetat tabletlerini de bulundurun. Onları da çok erken başlamanızda oldukça etkilidir.

İKİNCİ DÖRT

1- RİSKLİ GRUPTAYSANIZ AŞILANIN: Riskli gruptakilerin aşılanmaları tavsiye ediliyor. İlerlemiş organ yetmezliği olanlar, şeker hastaları, bağışıklık sistemi şu veya bu nedenle ilaçlarla ya da başka yollarla baskılananlar riskli grupta yer alıyor. Bu tür ilerlemiş rahatsızlıkları olmayanlara aşı yaptırmaları tavsiye edilmiyor.
2- EGZERSİZ YAPIN: Bağışıklığı güçlü kılmanın en etkili yollarından biri de düzenli egzersiz yapmaktır. Bağışıklığı en çok destekleyen egzersiz ise yürümektir. Günde 5 bin ile 10 bin adım arası yürüyüş vücudun koruyucu mikroorganizmalarını aktivite edip sizi nezle ve gribe karşı koruma altına alacaktır. Yürüyüş yaptığınız yerin havasının nispeten temiz olması gerekir. Gün içinde kısa mesafeli yerlere yürüyerek gidip gelin. Vücut esnetme hareketleri de yürüyüşten sonraki en etkili kolayca yapılabilecek egzersizdir.
3- UYKUSUZLUK VE STRESE DİKKAT EDİN: Yönetilemeyen yoğun olarak devam eden sürekli hale gelen stres saldırıları, tekrarlayan uykusuzluk atakları güçlü bağışıklık düşmanlarıdır. Özellikle kış aylarında uykunuzdan sakın fedakârlık etmeyin, gecenin ortasında uyuyor olun. Ortalama 8 saat deliksiz derin uyku uyumak vücudunuzun en doğal ilacı ve şifa kaynağıdır. Stresi ise hoşunuza gidecek uğraşlar bularak çözümlemeye çalışın.
4- ELLERİNİZİ TEMİZ TUTUN: Nezle ve grip hastalıklarının, salgınlarının en kolay bulaşma yolu el temaslarıdır. “Bilinçli el temizliği” çok önemli bir ayrıntıdır. Elektronik sıcak aletler ve ortamlar zararlı mikrop ve virüslerin en yoğun olduğu alanlardır. Kesinlikle yemeklerden önce ve gece yatmadan önce el temizliği yapmalıyız.

ÜÇÜNCÜ DÖRT

1- HAVLU VE ÇARŞAF TEMİZLİĞİ: Özellikle evde gripli biri varsa yastık kılıflarını, çarşafları ve havluları temiz tutmak daha yüksek derecelerde yıkamak ve daha sık değiştirmek gerekir.
2- CEP TELEFONLARI VE UZAKTAN KUMANDA CİHAZLARINA DİKKAT: Cep telefonlarının çoğu birer mikrop yuvasıdır. Uzaktan kumanda cihazları da cep telefonlarından sonra en çok elimizde tuttuğumuz aygıtlardır. İkisinin de kış boyu sürekli temizlenmeleri gerekir. En azından haftada bir kere bir ıslak bezle bu temizlik yapılmalıdır.
3- SELAMLAŞMAYI ABARTMAYIN: Kış aylarında ağız boğaz enfeksiyonlarının artması nedeniyle sevgi gösterisi ya da muhabbet belirtisi öpüşmeleri bahara kadar ertelemekte fayda var.
4- KAPALI ALANLARA DİKKAT: Kapalı mekanlarda nezle veya grip virüslerinin bulaşma ihtimali artıyor. Bu sebeble nezle, grip olan kişilerin toplu ulaşım araçlarına binmemeleri, sinema, tiyatro gibi toplu gösterim yerlerine katılımlarını ertelemeleri gerekiyor. Sigara, alkol, havasız ve rutubetli ortam, kirli hava, başlıca risk faktörleridir. Katalitik ve elektrikli sobalar hastalığı kolaylaştıran risk faktörleridir. 

DÖRDÜNCÜ DÖRT
1- NEZLELİ, GRİPLİ ÇOCUĞUNUZU OKULA YOLLAMAYIN: Çalışan anne babalar eğer evde bir bakıcı yoksa çocukları hastalığı tümüyle atlatmadan okul ya da kreşlere yollama eğilimindeler. Bu da hem okullardaki nezle ve gribin yayılmasına hem de aynı enfeksiyonların yeniden eve geri dönmesine neden oluyor. Bu yüzden grip ve nezle virüsleri “pinpon topu” gibi evle okul/kreş arasında gidip gelmeye devam ediyor.

2- HAPŞIRIN AMA ABARTMAYIN: Hapşırmak da, öksürmek de vücudun savunma refleksidir. İkisi de virüs ve akıntılardan kurtulmak için bedenimizin verdiği çabaların doğal sonuçlarıdır. Yalnız her öksürük ve hapşırıkta bulunduğumuz ortama milyonlarca mikrop saçmaktayız. Bu nedenle hapşırırken kolunuzun iç tarafıyla yada elinizin dış tarafıyla ağzınızı kapatmaya çalışmanız ya da tek kullanımlık bir mendilden istifade etmeniz sizin ve çevrenizdeki insanların yararına olacaktır. 

3- ÇOK KONUŞMAYIN: Bilhassa kışın pis havalarda ve havası bozuk kapalı ortamalarda çok konuşmak, mikro organizmaların ağız yolu ile vucuda girişini kolaylaştırmaktadır. Ağızdan nefes alıp vermekte aynı riski barındırmaktadır. Bu ortamlarda mümkün mertebe burnumuzdan nefes alıp vermeye çalışmak gerekir.

4- BELİNİZİ SICAK TUTUN: Bilhassa soğuk kış günlerinde bulunduğunuz ortam soğuksa belinizi tamamıyla örtecek ve sıcak tutatacak elbiseler giyin. Halk arasında yaygın olarak kullanılan bi tabirdir. Büyüklerimiz evladım belini üşüteceksin dikkat et derler. İnsan soğuğu belinden daha çabuk çekmekte yada diğer deyişle belimiz soğuga daha dayanıksız kalmakta. 

Viral virüslerin neden olduğu soğuk algınlığı ve üst solunum yolu salgınları olan nezle ve gribe yakalanmamanız dileğiyle…

NOT: Mikrop, ancak mikroskop gibi özel aygıtlarla görülebilen tek hücreli canlılardır. Mikropların bazıları yararlı bazıları zararlıdır. Bakteri, toprakta suda canlılarda bulunan mayalanmaya, çürümeye ya da hastalıklara yol açan organizmadır. Küresel, silindirimsi ya da kıvrık biçimde, klorofilsiz, tekgözeli basit bir canlıdır. Bölünme yoluyla çoğalırlar. Virüsler ise hücresiz özellikte ve normal mikroskop ile görülemeyecek kadar küçük hastalık etkenleridir. Sadece elektron mikroskoplarıyla gözlemlenebilirler. Nezle, grip, kızamık, su çiçeği gibi birçok hastalık virüslerle oluşur. Virüsler için etkili antibiyotik benzeri ilaçlar bulunmaz. Hastalık genelde vücudun antikor oluşturmasıyla tedavi olur.