Nezle grip derken bir de korana virüsü çıktı piyasaya. Nezle en masum olanı, grip ve corana daha tehlikeli bir salgın hastalık. Bunların hepsine virüsler sebep olmakta. Ortak noktaları virüslerin sebep olduğu semptomlarla ilerliyor olmaları. Bir diğer ortak noktaları bu virüslerin solunum yollarını hedef alıyor olmaları.

Virüsle bakteri Arasındaki Fark Nedir

Bakteriler canlıdır. Virüs canlı değildir, ölü de değildir. “Uygun koşullarda canlanabilen” bir varlıktır. Bu ne demek? Basitçe şöyle düşünelim: Bakteri diyelim ki “fare” olsun. Virüs de bir “yumurta”. Fare canlıdır. Yumurta canlı değildir. Ama döllenmişse, uygun sıcaklıkta, uygun sürede bekletilirse civcive dönüşür, yani bir canlı olur.

Yine fareye, yani bakteriye dönelim: Fare, fare zehiri ile öldürülebilir. İşte bu “antibiyotik”. Fareye fare zehiri verirseniz ölür. Ama yumurtanın üstüne istediğiniz kadar fare zehiri dökün, yumurtaya hiç bir şey olmaz; sadece çevreye zehir saçmış olursunuz. Yani antibiyotikler virüslere etki etmez; sadece size yardım eden, bağışıklık sisteminizi güçlendiren yararlı bakterilerinizi öldürmüş olursunuz. Fareyi bir kutuya kapatıp aç-susuz bırakırsanız ölür. Yumurtayı bir kutuya kapatsanız haftalarca bozulmadan durabilir. Yani eğer bağışıklık sisteminiz güçlüyse belli bir süre sonra bakteriler kendiliğinden ölecektir.  Ama virüsler, her şeyin içinde ya da üzerinde çok uzun süre bozulmadan yumurta gibi bekleyebilir ve vücudumuza girdiği andan itibaren 4-14 gün içinde canlanır.

Bizim elimizdeki virüsün kabuğunu çözündürebilen şey sirke değil “sabun”. Sabun virüsün kabuğunu eritiyor. Kabuğu eriyen virüs ölüyor. Sabunun kabuğu eritebilmesi için en az 1 dakika kabukla temas etmesi gerekiyor. Süreyi anlamak için elinizi sabunlarken, kendi adınız ile “İyi ki doğdun” şarkısının tamamını söyleyin. Süre bu. Sıvı sabunlarda süre uzuyor. En iyisi katı sabun.

Alkol de virüsün kabuğunu çözündürüyor, ama sabundan farklı olarak; o boş kabuktan kurtulamıyorsunuz, elinize yapışık halde kalıyor. Evet, artık zararsız ama yine de elinizde virüs kabuklarıyla dolaşmak istemezsiniz. Örneğin dışarıda alkolle elinizdeki virüsü öldürdünüz, ilk fırsatta yine sabunlayın ki su kabukları da alıp götürsün.

Kimler Risk Altında

Yaşlılar, sigara içenler, kronik hastalığı olanlar, bağışıklığı immün sistemi zayıf olanlar(yaşlıların genelde düşük olur bebek ve çocuklardan bu konuda sorunu olanlar da olabilir) romatizmal hastalığı olanlar, kanser hastaları, diyabet hastaları, koah astım hastaları, böbrek hastaları

Korana Virüs Belirtileri

Yüksek ateş, kuru öksürük, solunum güçlüğü, kas ağrısı karın ağrısı

Virüsten Korunma Yolları

Kalabalık ortamlardan uzak durun. Kişilerle aranıza 1, 2 metrelik mesafeler koyun.

Hapşırırken öksürürken ağzınızı burnunuzu tek kullanımlık bir kağıt mendille kapatın yada kolunuzun iç tarafını kullanın.

Bulunduğunuz ortamda temas ettiğiniz yüzeyleri masa üstleri kapı pencere kolları vb temiz tutun.

Ellerinizi en az 20 saniye kuvvetli bir biçimde katı sabunlu su ile yıkayınız. Ellerinizi yıkamadan yemek yemeyin yüzünüze dokunmayın yatmayın.

Sağlıklı ve düzenli beslenin.

Bol su için (günde 2,3 litre yaş ve kilo durumuna göre aralıklarla tüketin)

Sigara içmeyin ve içilen ortamlardan uzak durun.

D vit, C vit, takviyesi al ve diğer kuralları uygulayınız. %90 ın üzerinde enfeksiyondan korunacaksınız.

Tuzla Gargara: Bir bardak suyu, 1-2 çay kaşığı kaya tuzu ile karıştırarak, ağıza ve buruna gargara yapılmalı; Virüs alınmışsa bile atılacaktır. Küçük poşetlerde kaya tuzu taşımalı işyerlerinde yada riskli kalabalığa girip çıkınca uygulamalı.

Sabun : Eller dikkatli ve yavaşça sabunlanarak bol suyla yıkanmalı ve iyice kurutmalı. Virüslerin nemli ve soğuk iklimi sevdikleri unutulmamalı.
Aşırı sık yıkanan eller hassaslaşır, hastalıkların giriş kapısını arttırır. Gereksiz yerede ellerimizi yıkamamalıyız.

Alkol %80 lik: Bilinenin aksine alkol virüsü öldürüyor. Çantamızda 80 C kolanya bulundurarak elimizi sık sık kolonya sürmeliyiz.

Zencefil: Ağızı acıtacak kadar, küçük taze zencefil parçasını çiğnemeli; (Duruma göre ara ara uygulamalı)

Kolloidal gümüş suyu: olduğundan emin olduğunuz spreyi ağız ve burun içerisine sıkınız.(plastik ambalajlarda sunulan gümüş sularını  kullanmayınız.) Bakterilere karşı oldukça etkilidir.