Bayanlar için hazırlanan “Evliliği Kurtarma Formülü” isimli kitap ile en kolay ve hızlı bilinçaltı tekniklerini kullanarak, kötü giden evliliğinizi kurtarabilirsiniz. Bu kitap hayatınızı değiştirebilir…fakat sadece siz onu uygulamaya karar verdiğinizde! Bazı özel yöntemler sayesinde kocanızın size yeniden aşık olmasının çok kolay olduğunu bilseniz ne yapardınız?  Kocanızın sizi muhteşem bir eş olarak görmesini istemez misiniz? Evliliğinizi yeniden düzene sokacak ve eşinizin gözünde sizi vazgeçilmez kılacak bu yöntemleri bilmek istemez misiniz?

Evliliğin ilk zamanları, eşlerin birbirlerine yoğun duygular beslediği dönemlerdir. Erkek kadına karşı daha kibar davranır, kadın ise erkeği etkilemek için elinden geleni yapar. Fakat bir süre sonra aynı evde yaşamanın getirmiş olduğu rehavetle kadınlar kendilerine bakmamaya, erkekler de farklı davranmaya başlarlar. Evli çiftin beraberliğinde sıkıntı, bezginlik  duygularının, keyifli anlardan daha fazla yoğunlaştığı noktada çiftlerin problemleri başlar. Daha sonraki aşamada evde sevgi ve saygı ortamı yok olur.

Yapılan araştırmalara göre her geçen yıl bir önceki yıla nazaran evlenmelerde düşüş, boşanmalarda artış meydana gelmektedir. Çünkü mutsuz evliliklerde boşanmak en kısa ve en kolay yol olarak görülür. Hatta bazı insanlara boşanmak, problemlerin çözümü için cazip gelir. Fakat onların akıl edemediği tek şey boşanmanın düşünüldüğünden çok farklı olduğu gerçeğidir.

BOŞANMAK SON ÇARE OLMALIDIR..!

Boşanma, nafaka, velayet, ayrılık, yeni bir başlangıç, maddi sıkıntılar, sosyal baskı gibi oldukça karmaşık bir süreci içinde barındırır. Boşanma ucuz ve bir gecede bitecek bir iş değildir. Çoğu zaman halledilemeyen mal paylaşımı, çocukların velayeti vs. gibi sebeplerden dolayı eşler arasında kavga ve ümitsizlik hat safhaya ulaşmaktadır. Avukata danışma, dava dosyası açtırma ve uzun yasal prosedür için oldukça sağlam bir maddiyata ihtiyaç vardır.

Bu uzun ve yorucu serüven en çok da çocukları etkilemektedir. Çocuklar, hem anne hem de babasını sevdiği için arada kalır ve olaylardan kendilerini sorumlu tutarlar. Tam da bu noktada psikolojik sorunlar başlar. Bu dönemde meydana gelen olaylar yüzünden bazı çocuklar saldırgan bir tavır sergilerken, bazıları da tamamen içine kapanık bir ruh haline bürünür. Ayrıca boşandıktan sonra yeni bir hayata başlamak, yıllardır aynı yastığa baş koyduğunuz kişiden ayrı yaşamak, bunun maddi ve manevi yükünü tek başına omuzlarınıza almak oldukça zordur.

Peki bu noktaya gelinmesinde biz kadınların hiç suçu yok mudur? Bizler her zaman kocalarımızdan ilgi ve iltifat bekleriz. İlk adımı hep onların atmasını isteriz. Fakat kendimize bakmayı, eşimize ve evimize gereken özeni göstermeyi unuturuz. Kimimiz dışarıda çalışmaktan, kimimiz de ev işlerinden yakınırız. Sürekli mutsuzluk sonucunda erkekler evden ve evlilikten uzaklaşır. Unutmayın, meydana gelen evlilik sorunlarının % 50 sorumluluğu eşinize aitse, % 50’si de size aittir. Aslında erkekler doğaları gereği özgürlüğü daha kolay tercih edebileceği için bu noktada kadına büyük görev düşmektedir. “Yuvayı dişi kuş yapar” misali, kadın evliliğini kurtarmak adına öncü rolü üstlenmelidir.